Türkiye İşçi Partisi (TİP), Yargıtay tarafından Gezi Davası’nda aldığı hapis cezası onanan Hatay Milletvekili Can Atalay için başlattığı “Özgürlük Yürüyüşü”nü sürdürüyor. Yürüyüşün ikinci gününü Hatay’ın Arsuz ilçesinde sonlandıran TİP Genel Başkanı Erkan Baş, “Hala pek çok çadır kentte yaşamak zorunda kalan yurttaşımızın geleceğinin ne olacağı belirsiz. Dolayısıyla onlar adına bir çağrı yapmak gerekiyor. 8. ay bitmek üzere, çadır kentlerdeki hayatın sona ermesi gerekiyor. Artık insanların geleceğini görmesi gerekiyor. Özellikle öğrenci arkadaşlarımızın şikayetleri var. İskenderun’da teknik üniversitede öğrencilere yurt olmadığı için çadırlar kalacak yer olarak gösteriliyor” dedi.
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Gezi Davası kapsamında hapis cezasına mahkum edilen Can Atalay, Osman Kavala, Çiğdem Mater, Tayfun Kahraman ve Mine Özerden’in mahkumiyetlerini onadı. TİP, Milletvekili Can Atalay’ın da bulunduğu Gezi tutuklularının tahliye edilmemesine karşı Hatay’dan Ankara’ya yürüyüş başlattı. Yürüyüşün ikinci gününün sonunda Hatay’ın Arsuz ilçesine varan TİP Genel Başkanı Erkan Baş, basın açıklaması yaptı.
Erkan Baş, şunları söyledi:
“Sabah öncelikli olarak Hatay’ın sorunlarını konuşalım demiştim ve gerçekten küçücük bir yağmurdan sonra Hatay’da hayatın nasıl felç hale geldiğini, insanların sorunlarının katmerleştiğini bir kez daha haykırmak istemiştim. Hala pek çok çadır kentte yaşamak zorunda kalan yurttaşımızın geleceğinin ne olacağı belirsiz. Dolayısıyla onlar adına bir çağrı yapmak gerekiyor. 8. ay bitmek üzere, çadır kentlerdeki hayatın sona ermesi gerekiyor. Artık insanların geleceğini görmesi gerekiyor. Özellikle öğrenci arkadaşlarımızın şikayetleri var. İskenderun’da teknik üniversitede öğrencilere yurt olmadığı için çadırlar kalacak yer olarak gösteriliyor.
“Hepimizin eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir ülkeyi kurma mücadelesine Hatay’dan hep beraber güç verelim”
Bu vesileyle Hatay’ın yeniden inşası konusunda en temel problemlerden bir tanesinin burada herkesin Hatay’ın demografisinin de bozulmayacağı bir biçimde insanca yaşayabileceği konutlara sahip olması gerektiğini hatırlatmak istiyorum ama sadece Hatay değil kuşkusuz meselemiz. Biliyoruz ki pek çok yurttaşımız da bir taraftan deprem korkusuyla, bir taraftan artan kiralar nedeniyle aslında Hatay’da yaşayan yurttaşlarımızla aynı sorunları, aynı dertleri yaşıyorlar. Pek çoğu kiramızı nasıl ödeyeceğiz derdi yaşıyor, bir kısmı yüksek kiraları ödemeyi göze alamadığı için depremde, yaşadığımız herhangi bir felakette hayatın kaybetme riskiyle, kendi çoluğunu çocuğunu kaybetme riskiyle güvensiz konutlarda yaşamaya devam ediyor. Oysa birilerini yüzlerce, binlerce evi varken, buradan milyonlarca lira kar elde ederken, servetlerine servet katarken insanların geleceklerini güven içerisinde olmadığını bildikleri, yarın başlarına ne geleceklerinden kaygılı oldukları evlerde yaşamak zorunda bırakılması ya da evsiz kalması kabul edilebilir bir şey değil. O yüzden Hatay’dan bugün yapacağımız çağrı tüm yurttaşlarımızadır. Gelin hep beraber Hataylıların sorunlarına sahip çıkalım, Hatay’ı dayanışmamızla güçlendirelim ve hepimizin eşit, özgür, insanca yaşayacağı bir ülkeyi kurma mücadelesine Hatay’dan hep beraber güç verelim.”